5 Eylül 2016 Pazartesi

Ağustos Kitap Alışverişi | dr.com.tr


Hadi ağustos ayı d&r'dan aldığım kitaplara birlikte bakalım :)


1. Murat Menteş - Ruhi Mücerret


Kah eğlenceli, kah düşündürücü bir kitap Ruhi Mücerret.
Kapağı harika değil mi?
320 sayfa.

Arka Kapak;
""İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor?
Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi?Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek?NAZLI HİLAL’e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak?Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor?Depremde yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİ’yi unutmayıp da ne yapacak?Marifetli afet FUJER FUJİ’den kaçarken neye yakalanacak?Kan kanseri yeğeni OZAN’ı hangi parayla tedavi ettirecek?Alınyazısındaki boşlukları neyle dolduracak?İntiharın eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek?Ziyadesiyle kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvendetrenler gemilere çarpıyor.İstiklal Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor.Şakaklar matkapla deliniyor.Uçaklar düşüyor.Kaybedenler şampiyon oluyor.Ölüler diriliyor.Serseri kurşunlar uçuşuyor.Ve reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!
“100 yaşından küçükseniz, bu romanı mutlaka okuyun!”[EMRAH SERBES] ""



2. İskender Pala - Bülbülün Kırk Şarkısı


Bir garip bülbülün ağzından rahmetlerin Peygamberi Efendimizin(sav) anlatıldığı bir kitap Bülbülün Kırk Şarkısı. Kitap, İskender Pala'nın kaleminden 590 sayfa. Ciltli.

Arka Kapak;
""Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır. Övgüler ki, özlem sözlerince füzûn ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun, ona, hep ona, hep onadır. O ki güldür, o ki sevgilidir, bütün mecburiyetler onadır. 
Çölde alevlerle küfürler kavururken insanlığı ve bir gün ortasında kızıl kayalara çarparken vahşetlerin tutuşturduğu dalga dalga nefesler, bir melek adını andı onun. Sözcükler henüz yetim, sevgiler hançer sokumlarına mahkûmdu. Goncalardan kan damlıyordu gülistanlara ve çırçır böcekleri­nin rüya aralığında cinayetler işleniyor; babalar kızlarını toprağa diri diri gömüyordu. Cinnet karargâhına dönen yüreklerde hep aynı boşluk vardı ve masum kele­bekler çarmıha geriliyordu, yalnızca masum oldukları için...
Zaman öyle bir zaman, mekân öyle bir mekândı… Ebabiller kara yere kararken Ebrehe’nin fillerini, gonca ana rahminde yetim kalıverdi. Kâbe’nin duvarını bir kırlangıç kucaklamıştı oysa, çığlık çığlığa… Ardından bir şair kollarını açıp haykırmıştı:

“Yaklaşıyor yaklaş­makta olan!.. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan!.. Yaklaşıyor yaklaş…”

Avizesi cevzâ, ışığı dolunay idi gecenin.. Yaklaşmakta olan, bir gül olup açtı ve yeminler edildi ömrüne. Gül açınca taşırdı insanlığın sevinç ırmaklarını ve dünya ilk kez dünya olduğunu hissetti. Bir bülbül gülün aşkına yanmış, yanmaktan kana boyanmıştı. Anlatıyordu:
Zamân o gül gibi gül görmedi zamân olalıGülün güzelliği dillerde dâsitân olalı Peygamber Efendimizin hayat hikâyesi İskender Pala’nın güçlü kaleminden… ""


3. Melisa Kesmez - Bazen Bahar


Kısa hikayelerden oluşan 110 sayfalık bir kitap Bazen Bahar.
O kadar övgüler okudum ki Melisa Kesmez hakkında kayıtsız kalamadım. 

Arka Kapak;
""Melisa Kesmez, çok sevilen ve kısa sürede başarıya ulaşan Atları Bağlayın, Geceyi Burada Geçireceğiz'in ardından Bazen Bahar ile yeniden okur karşısında. Arzuları, korkuları, sevinçleri, kırgınlıkları, umutları; yazları, kışları ve baharlarıyla bir çocuk, bir kadın, bir kuşak, Kesmez'in üslubunu korurken derinleşen incelikli anlatısıyla sesine kavuşuyor.

Ağır anneanne yorganlarının, muzun en önemli yenilik olduğu yılbaşı gecelerimizin, sevgiliye yazılan gönderilmemiş mektupların, değişen şehirlerin ve özlenen çocukluk bahçelerinin, iç sızlatan dostlukların, yarım kalmışlıkların, yeniden başlangıçların; bizi biz yapan değerli ayrıntıların arasından tohumlanan hikayeler.
Hayat, bazen bahar... "" 


4.Sabahattin Ali - Sırça Köşk


Ah Sabahattin Ali.. Bir şey anlatmaya gerek var mı onun için?
Sırça Köşk 152 sayfa.

Arka Kapak;

""'Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?'""



5. Shaun David Hutchinson - Andrew Brawley'nin Sıradışı Hikayesi
  

Bu kitap hakkında hiçbir fikrim yoktu alırken. Çokca karşılaşmıştım her yerde, herkes beğendiğinden bahsediyordu, indirimde görünce de almak istedim. Dinleyelim bakalım Andrew Brawley'nin Sıradışı Hikayesi'ni. 
Kitap ciltli 344 sayfa.

Arka Kapak;
""Her şeyini kaybetmiş bir çocuğun, umudu hastane koridorlarında kovalamasının yürek burkan ama aynı zamanda umut vadeden sıcacık hikâyesi. Andrew Brawley, ailesinin geri kalanı gibi o gece ölmüş olmalıydı. Anne ve babası ölmüştü, kız kardeşi de ama kendisi kurtulmuştu. Şimdi hastanede yaşıyor, kafeteryada çalışıyor, hemşirelerle takılıp kimsenin kullanmadığı malzeme dolaplarında uyuyor. O, neredeyse görünmez, geçmişinden, suçluluk duygusundan ve onu bulmaya çalışanlardan saklanıyor. Bir tek, yarattığı süper kahraman Hasta F'nin dünyasında teselli bulabiliyor. Sonra bir gün hastaneye vücudunun yarısı, nefret dolu sınıf arkadaşları tarafından yakılmış bir çocuk geliyor. Onun acısı Drew'yu adeta çekiyor, onda umudu, mutluluğu görüyor. Hastanenin ötesinde, acı dolu geçmişlerinden uzak bir geleceği.

Ancak Drew hayatın asla bu kadar kolay olmadığını biliyor, kurtuluş için önce ölümle yüzleşmesi ve yaptıklarının bedelini ödemesi, nasıl biri olduğu gerçeğini açıklayarak geleceğe dair tüm şansını riske atması gerekiyor…

"Andrew'yla tanışın. Görüp görebileceğiniz en kibar, en cana yakın ve eğer yapabilecek olsa tüm dünyayı kurtarmak için kendi hayatından vazgeçebilecek kadar muhteşem bir karakter. Keşke hepimiz dünyaya onun gözünden bakabilsek. Belki o zaman, en büyük mutlulukların aslında küçücük şeylerde saklı olduğunu görebilirdik. Andrew'nun hikâyesi oldukça sıradışı. Sizi merak ettirecek, hüzünlendirecek, kızdıracak, kahkaha attıracak, ters köşeye yatıracak. Ona bir şans verin ve bırakın sizi sonsuz sevgisiyle sarıp sarmalasın. Bu kitabı çok seveceksiniz."
-Eren Nadir Akşamoğlu-

Karanlık ve kederli durumların gerçekçi diyaloglar ve içten duygularla renklendirildiği, yürek burkan ama aynı zamanda son derece umut vadedici bir roman."
-Booklist-

"Kederin ve iyileşmenin etkileyici hikâyesi."
-Publishers Weekly-

"Hutchinson kesinlikle takip edilmesi gereken bir yazar. Güçlü karakterlerle dolu, ferahlatıcı bir kurgu, zekice yazılmış diyaloglar… Öngörü ve espri anlayışı yüksek bir roman."
-Kirkus Reviews- ""



6. Stefan Zweig - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu


68 sayfalık bir kitap ne kadar etkili olabilir?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu 1920'de yazılmış.
Daha sonra hem bu kitaptan, hem de modern klasikler serisinden uzun uzun konuşacağız, şimdilik geçelim :)

Arka Kapak;
""Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal! ""



7. Craig Silvey - Çemberin Dışındakiler


Craig Silvey'i Tanrı'nın Unutulan Çocukları'ndan biliyoruz. Bu kitabın onun gölgesinde kaldığı söyleniyor ama bakalım okumadan bilemeyiz. 400 sayfa Çemberin Dışındakiler.

Arka Kapak;
""Gözler karanlığa da alışır... 
İnsan kendi yarasını saramaz,
dost bir elin dokunuşuyla 
iyileşir ancak…

Geçirdiği kazadan sonra gözlerini karanlığa açan Eleanor'un zorluklarla dolu hayatı, bir gece duyduğu çello sesinin izini sürmesiyle değişir. Çelloya can veren, kendisi gibi kırgın bir gençtir.

Hayatın kıyısında kalıp kendi kabuklarına çekilen bu iki genç, zorlukların üstesinden birlikte gelmeye çabalarken, kendilerini ve başka yaşamları keşfetme fırsatı yakalar. Aşk ile kaybedişin, dostluk ile yalnızlığın romanı olan Çemberin Dışındakiler, hayatta daima bir çıkış yolunun olduğunu özgün ve şiirsel bir anlatımla fısıldıyor…

"Tanrı'nın Unutulan Çocukları'yla çok sayıda ödül kazanan Craig Silvey, yine çok farklı ve dokunaklı bir hikâyeyle karşımıza çıkıyor."
Sydney Morning Herald

"Hüzünlü ve neşeli, cesur ve dokunaklı bir kitap."
The West Australian

"Mizahi ve derinlemesine yazılan, kimi kez hüzünlendirip çoğu kez neşelendirmeyi başaran bu roman kesinlikle okunmalı."
Melbourne Weekly

"Çemberin Dışındakiler, hayatın kenarında kalmış insanların iç dünyasını anlamaya dair zekice yazılmış bir roman."
The Bulletin  ""


Görüşmek üzere, bol okumalı günler :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...