Görür görmez gözlerimden kalpler çıkartan ponçik kuşla karşınızdayım, ben biraz garibim sanırım eşyalarla duygusal bağlar kuruyorum, bu bi kolye modeli olur, kitap olur. Yengeç burcuyum acaba ondan mı? :)
Ben biriksin, elimdeki bitsin öyle, hepsini toplu yayınlarım derken bir baktım ki aradan bir sürü zaman geçmiş, üzerine yenileri eklenmiş, ipin ucu kaçmış. Yakalayabildiğim kadarıyla parça parça yapmaya karar verdim bundan sonra paylaşımlarımı, bakalım ne kadar başarılı olurum 💚
Yeni bir şeyler üretmeyi, ürettiğim şeyleri hediye etmeyi ve hediye ettiğim kişilerin yüzlerindeki mutluluğu görmeyi ve aradan yıllar da geçse "en kötü" bu yoldan hatırlanmayı çok seviyorum..
Çengelköy demek huzur demek bence. İstanbul’da her gün yükselmeye devam eden binalara inat mahalle kültürünün devam ettiği ender semtlerden. Nefes almak için, yoğun tempodan kaçmak için birebir.
Çengelköy’ün ara sokaklarında birbiri ardına açılan her biri farklı konseptlerdeki kafelerini hala gezmediyseniz, geç kalmadan gitmenizi öneririm. Bu kafelerden bir tanesi de Müzelik. Ev gibi hissettirmek için yola çıkılan Müzelik'in en güzel yanı eski şeylere yeniden hayat vermek.
Bir gün eve "ben kanaviçe yapcamm" diye girmiştim, bizimkiler pek üzerinde durmadılar, unutur giderim diye. Ertesi gün gittim bi' dünya alışveriş yaptım. O kadar sıkılganım ve o kadar ayran gönüllüyüm ki, ananem çok hevesimi kırmak istemese de, "keşke bu kadar alışveriş yapmasaydın, bi' deneseydin.." diyebildi. Kıyamam :)
Sabah uyandığında ilk işiniz telefona bakmak mı? O zaman hadi maillerinizi açın :)
Bir yudum kitap'ı duymayanınız kaldı mı? Neyse ben bilmeyenler için yine de anlatayım; bir yudum kitap; 'Her sabah bir yudum kahve, bir yudum kitap kalbe iyi gelir' fikri ile yola çıkan bir girişim.
Benim çocukluğum Çengelköy'de geçti diyebilirim. O zamanlardan gönül bağım var ancak şimdilerde zihnimdeki Çengelköy'ü tanımak ne mümkün. Her köşesi son zamanların en revaçta olan butik kafeleri ile bezendi.